bagdad

ReadAboutContentsHelp

Pages

27
Complete

27

74 MEHMED HURŞÎD [PAŞA]

süvarilerinin bir kaç günlük yiyecek ve içeceklerini taşıyabildiğinden urbân makûlesi ağleb vakitlerde sebük-bârca çapula gittiklerinde beher deve üzerine iki tüfenkli binüp ol vechile giderler ve bu sûretle deve süvâr olanlara merdûf ve cem'ine merâdîf ıtlak olunur lugati ma'lûmdur. İşte bedevîlerin hâli böyle olup çapuldan gayri mâlik oldukları hayvânâttan intifâ' iderler. Şâviye kısmı dahî koyun ve zirâ‘atla geçinir. Mi‘dânlar dahî besledikleri manda hayvânatı mahsûlâtı ve cüz’î zirâ‘atla ta‘ayyüş ederler. Aşîret-i mezbûre tavâ’ifi cem‘an 2020 hâneye bâliğ olur. Bu aşîretin sâkin oldukları mahaller garben Dicle nehri ve şimâlen Diyâle nehrinin sâhil-i yesârında olan âtiyü'z-zikr Defâî ve Betta tâ’ifeleri meskenlerinin müntehî olduğu Selmân-ı Pâk civârıyla ve şarkî cenubî cihetleri Hevrü'ş-Şüveyke ve Hevr-i Cessân ve Müreyce nâm hevrler ile mahdûd ise de ba'zan Hevrü'ş-Şüveyke'yi geçüp Bağdâd'a tâbi‘ Beledrûz ve Cessân ve Bedre arazîsine varınca mümted olurlar.

Memlâha-i Selmân-ı Pâk Tavâ’if-i merkûmenin makarrları olan Selmân-ı Pâk civârında emeksiz mahsûl verir bir memlâha olup şöyle ki mahall-i mezbûrda suların terâkümüne müste‘id çukurca bir mahal olarak gerek yağmur suları ve gerek Dicle nehrinin bahâr mevsiminde taşan suları bi't-tabî‘ oraya [109] tecemmü' etmekle ol arzın terkîb-i tabî‘îsi iktizâsınca bir gûna sa‘y ü amele muhtâc olmaksızın pek çok ve gayet beyâz ve nefîs tuz hâsıl olup Bağdâd ve civârında nakl ve sarf olunur. Memlaha-i mezbûre Şemmer Tûka aşîretinden es-Sıd‘ân tâ’ifesi şeyhlerinin uhde-i himâyesinde olarak bir sefîne tuz tahmîl idecek kimesneden otuz kırk şâmî akçe alır. Ve ber-minvâl-i muharrer tuz tahmîline gelen sefâyin ashâbı tuz sefîneye nakle muhtâc olduklarından yine oralarda olan tavâ’if beher deve yükünü doksan paradan ibâret olan bir çarhı ücretle mahall-i ihrâcından sefîneye kadar nakl iderek bu sûretle dahî intifâ' etmekde oldukları ve bundan mîriye bir şey âid olmadığı mervîdir.

İstıtrâd Fî Bahsi'l-Ehvâr Bâlâda bi'l-münâsebe zikri mürûr eden hevrler sâlifü'z-zikr Kûtü'l-Amâre ve Cessân ve Selmân-ı Pâk ve Beledrûz ve Kazâniye ve Dişeyh nâm mahaller arasında kâ’in çöllerde alçak ve çukur yerlere Bedre ve Cessân sularının kusûru ve Zôrbatya'dan Mendelî'ye varınca kadar oniki sâ‘at imtidâdında olan ve Püşt-i Kûh'dan ma‘dûd bulunan dağlardan nüzûl kar ve yağmur sularının fazlaları cereyân edip telâkim ve tecemmü' ettiklerinden hâsıl olur. Ve birde Kûtü'l-Amâre nâm mahallin üst tarafında vâki' Kût-ı Câıd nâm kal‘a civârında Dicle nehrinden mahsûsa hafr olunmuş cesîm bir hark olduğundan ba‘zı senelerde bu harkın suları

Last edit over 3 years ago by serraokumus
28
Complete

28

75 SEYÂHATNÂME-İ HUDÛD

dahî hevre iâne ider. Hattâ oralara geştü güzâr eylediğimiz sene yağmurların kılletinden [110] nâşî dağlardan su akmamış ve hark-ı mezbûr dahî mesdûd bulunmuş olduğundan Hevrü'ş-Şüveyke'nin çok yerleri kuruyup kalmış idi. Berbeyân-ı bâlâ Zorbatya'dan Mendelî'ye varınca sâlifü'z-zikr hevrlere dökülen çayların suları şûrca olduğundan bu hevrlerin suları dahî şûr olur.

Tetimme Bundan evvel zikr olunan Benî Lâm aşâyirinin Dicle nehrinin sol tarafında sâkin oldukları mahallerde bulunan hevrlerin ekserîsi mahsûsan hafr olunup açılmış olan harklar vasıtasıyla icrâ olunan sulardan ve Dicle nehrinin çoşkunluğunda bi’t-tabi‘ taşan sulardan hâsıl olup ol havâlî dağlarından nüzûl eden yağmur ve ve kar sularının dahî fi'l-cümle i‘ânesi dokunur ise de anların hükmü cüz‘îdir. Fakat memâlik-i Îrâniyye'den Kirmân-Şâhe hükümeti dâhilinde olan mahallerden müctemi' olarak zikri mürûr eden Kebîr-Kûh nâm dağın cânib-i şarkîsinden cereyân edip oralarda Saymerre nehri demekle ma‘rûf olan büyük nehir ki1 kadîmde hudûd üzerinde vâki' Hüveyze kasabası derûnundan mürür ederek, Kurne'den tahmînen yanıtı sâ‘at aşağı mahalde Şattü'l-Arab'a munsab olan Kerha nâm-ı diğer Süveyb demekle ma‘rûf bulunan nehirdir. İkiyüzelli târîhlerinde Hüveyze'ye varmazdan bir kaç sâ‘at mesâfe yukarılarda mecrâsını değiştirip Benî Lâm aşîretinin harklar vasıtası ile ihdâs etdikleri hevr sularına döküldüğünden bu nehrin suları hevrlere azîm dahl ve i ‘ânesi olarak Hüveyze civârı ile Benî Lâm aşîreti ve Müntefik aşâyirinden Benî Mâlik aşîretinin oldukları yerler deryâ gibi kesilir [111] ve bu hevrlerin ağleb evkatta suyu çokça bulunup daimî hükmünde bir göl gibidir.

Selmân-ı Pâk'dan Bağdâd'a Kadar Olan Tavâ’if Selmân-ı Pâk makamından Diyâle nehrinin sâhil-i yesârına kadar Defâ'î yâhûd Defâfia ve Betta demekle arif iki tâ’ife sâkin olup tâ’ifeteyn-i mezbûreteyn üçyüz hâne mikdârı olurlar ve cümlesi Şâviye'dir. Hâlet Efendi merhûmun cânib-i Devlet-i aliyyeden bâ fermân katline me’mûr olduğu Bağdâd vâlîsi Süleyman Paşa'nın hezîmeti vukû‘unda Defâ‘î aşîreti içine girmekle fermânlı olduğunu

1 Derkenar: Saymerre nehri Kebîr-Kûh silsilesinin nihâyet-i cenubîsi olan Dimüşâh tepesinden aşağı indikte Hüveyze'ye kadar Kerha ismini ahz eder ve Hüveyze hudûdunu tecâvüz ettikte tebe‘a-i Devlet-i aliyye beyninde Süveyb nehri nâmıyla yâd olunur. Ve metn-i sahîfede beyân olunduğu üzere nehr-i mezbûr mecrâsını değiştirmiş olmasıyla hadis olan mecrâ-yı cedîdesi ibtidâsından hevrlere varınca nehr-i mezbûra Nehr-i Hâşim ıtlak olunmaktadır. Yukarıda Saymerre nâmıyla yâd olunup Hüveyze civârında Kerha ismini ahz eden nehrin ber-mûcib-i metn mecrâ-yı kadîminden inhirâfı Hüveyze kasabası ahâlîsinin susuzluktan zarûretlerini mü’eddî olduğundan mecrâ-yı kadîmine icrâsı içün Iranlu tarafından hir sed binâ ve inşâsına mübâşeret olduğu işidilmişidi

Last edit over 3 years ago by serraokumus
29
Complete

29

76 MEHMED HURŞÎD [PAŞA]

bildiklerinden rişte-ı hayâtını kat' ve ser-i maktû'unu efendi-i müşârün-ileyhin yed-i me’memûrelerine vasl etmiş idiler. Diyâle nehrinin sâhil-i yemîninden Bağdâd'a varınca olan mahlûk Bağdâd ra'iyyesinden ve fellâh ve rencber makûlesi Kalem aşâyirinden olduklarından ve bunlar ise hôd-be-hôd bir yerde oturamayup oralarda vâki' mukâta'ât mutasarrıflarının istihdamlarına tâbi' olduklarından bunlar Aklâm-ı Selâse aşîretleriyle zikr olunacak olmalarıyla bu mahalde derc ve beyânlarından sarf-ı nazar olunmuştur.

Selmân-ı Pâk Hazretlerinin Makâm-ı Şerifiyle Ol Civarda Olan Merâkıd-ı Şerîfe ve Tâk-ı Kisrâ-yı Anû-Şirvân'ın Zikr ve Beyânı Sahâbe-i kirâmdan Selmân-ı Pak hazretlerinin merkad-ı şerifleri berren Bağdâd'a takriben altı sâ'at mesâfede üzeri kubbeli bir mahalde vâki' olup meıkad-ı şerîf-i mezkûr ittisâlinde bir bâb câmi‘-i şerif ve câmi‘ hademesiyle lıiıbedâr ve mütevellilere mahsûs bir hânecik olup [ 112] bunların cümlesi bir divâr ile ihâta olunmuştur ve hâriçlerinde bir bâb hân olarak mâ'adâ şenlik yokdur. Yine sâhabe-i kirâmdan Huzeyfetü'l-Yemânî ve Abdullahü'l-Ensârî hazarâtının ınerâkıd-ı şerîfeleri ol civârda Dicle nehri kenârında yek-diğerine karîb birer kubbe tahtında vâki'dirler. Mülûk-ı Fars'dan Kisrâ-yı Anû-Şirvan nâm melik-i âdilin binâ-kerdesi olan ve Tâk-ı Kisrâ deyü meşhûr bulunan eser dahî orada vâki' olup otuz sekiz hatve arz ve atmış beş hatve tülünde ve tahminen tûlî mikdârından ziyâde kaddinde yüzü şarka nâzır bir tulûs-ı kemerden ibârettir. Bunun iki cenahında dahî Tâk-ı mezbûra nisbetle ufak birer kemerlü kubbe olduğu halde elycvın münhedim olarak fakat eserleri bâkidir. Tâk-ı mezbûrun arkasında ve üzerinde dahî hayli ebniye eserleri var ise de münhedimdir. Selmân-ı Pâk hazretlerinin makam-ı şerifi Tâk’dan tam beşyüz hatve mesâfe mahalde vâki'dir. Medâyin harâbeleri dahî bunların civârında Dicle'nin iki yakasında hâlâ âsârı nıevcûd ve meşhûrdur. Şattü'l-Hayy Nehrinden Bağdâd'a Kadar Olan Tavâ’if Şattü'l-Hayy nâm nehrin taraf-ı yemininden Kût-ı Bugayle'ye kadar Cezire üzerinde olan yerler Rebî'a aşiretinden Emâre tâ’ifesinin makarrları olduğu ve bu tA’ilenin ahvâl-ı sâ’iresi Müntefik aşâyiri mebâhîsi sırasında dere olunmuş bulunduğu cihetle kal'a-i mezbûreden yukarıda kâ’in tavâ’ifin zikr-i beyânına şiirıV olunur.

Last edit over 3 years ago by serraokumus
30
Complete

30

77 SEYÂHATNÂME-İ HUDÛD

[ 113 ] Zübeyd Aşireti Tavâ ’ ifi Bugayle nâm kalʻadan Musâbihiyyât nâm mahalle kadar hâne aded 500 esSa'îd tâ'ifesi olup cüz'î mikdârı Bedevi, mâ‘adâsı Şâviye'dir. Musâbihiyyât'dan el-İ'ayvic nâm mahalle kadar hâne aded 100, Gülâbiyyîn tâ’ifesi olup cümlesi Şâviye'dir. El-I‘ayvic nâm mahalden Hümeyniyye'ye kadar hâne aded 1000 Huceyş tâ'ifesi ve Hümeyniyye'den Bağdadiyye nâm mahalle kadar hâne aded 500 Düveykât tâ’ifesi ve Bağdâdiyye'den Rahmâniyye'ye kadar hâne aded 100 Muâmere tâ’ifesi ve Rahmâniyye'den Hurriyye'ye kadar hâne aded 250 Benî Acîl tâ’ifesi olup işbu dört tâ’ifenin dahî kâffesi Şâviye'dir. Cezîre üzerinde arzan Fırat'dan Dicle ve tûlen Hurriyye'den Bugayle'ye kadar sâhilden içeride diledikleri yerlerde gezer hâne aded 500 el-Abdullah tâ’ifesi olup cümlesi Bedevîdir. Yine Cezîre üzerinde Dicle'ye karîb makam-ı Hamza nâm mahalde hâne aded 500 Elbû Sultân tâ’ifesi olup bunlar dahî Şâviye'dir. Buraya kadar keşîde-i silk-i rakam olup Zübeyd aşîretinin Bedevî ve Şâvî kısımlarının tabâyi' ve âdetleri dîger aşayir bahsinde mürûr eden hem cinsleri gibi olarak asıl makarr ve me’vâları Cezîre üzerinde vâki' mahall-i muharrere ve civârları yerler ise degâh ve bîgâh haydûdluk ve kesb-i günah için öteye beriye dahî rû-be-râh olurlar. Ve çünki bunların cümlesi hayme-nişîn olarak makarrları mevâki'-i mezbûre olduğu halde oralarda zer' ve felâhatdan ve hayvânlarını otlatacak ot ve sudan gayri bir alâkaları olmadığından ve Hille taraflarında Fırat nehrinden münşa‘ib Mehâvîl harkından Değâre nâm mahalle kadar bu aşîret müteşahhıslarının bir kaç sâ‘at mesafe çeker hurmalıkları olduğundan [114] harman kalktıktan sonra ol mahallerden kalup hurma mahsûlâtını ağyârdan muhâfaza etmek ve vakti hulâlinde devşirüp kaldırmak için hurmalıklarına giderler.

Cezîre'nin Şattü'l-Hayy'dan Hille Civârına Kadar Mahallerinde Kâ'in Tavâ’if Fırat nehrinin sâhil-i yesârından münşa‘ib ve tahmînen beş sâ'at mesafe tûl çeker Değare ismiyle yâd olunur bir hark olup bu harkın iki yakasında ve bundan ifrâz olunmuş müteʻaddid harklar üzerinde hâne aded 1000'den mütecâviz el-Akra' aşîreti olarak bunların cümlesi manda besler mi‘dân ve çeltük zirâ‘at eder rencber ve fellâhdır. Hırsızlık edecek nüfûs-ı habîseden dahî hâlî değillerdir. Ekserleri "sarîfe" ve " haniyye" ta'bîr eyledikleri kamışdan ma‘mûl hânelerde sâkin olurlar. Hark-i mezbûr beş sâ‘at mesâfe kat‘ından sonra Afec Hevri demekle ma‘rûf çukur yerlere munsab olmağla tûlen ve arzan birer günlük mesafe mahalli kaplayup hevrler peydâ ettiğinden bu hevrlerin ara yerlerinde mürtefi ' olup zer ' ve felâhata elverir yerlerde hâne aded 1000'den mütecâviz Afec yâhûd Afek aşîreti sâkin olur. Ve bu aşîretin kâffesi mi'dân ve her halde Değâre'de bulunan el-Akra aşîretiyle hemhâl ve seyyândır. Afec hevri dolduktan sonra mârrü'z-zikr Değare nehrinin

Last edit over 3 years ago by serraokumus
31
Complete

31

78 MEHMED HURŞÎD [PAŞA]

fazla sularından Nehrü'l-Kâr ismiyle yâd olunur bir nehir hâsıl olarak Semâve'ye karşu mahallerde Fırat nehrine munsab olur. Zikr olunan el-Akra ve Afec aşîretlerinin her biri bir şeyhin yed-i idâresinde bulunup şeyhleri re’sen Bağdâd'a hidmet eder ve ba‘zan daha büyük aşâyir şeyhlerinin [115] taht-ı idârelerine verildikleri de olur. Nitekim Necîb Paşa merhum Hazâil ve Hindiyye aşâyiriyle berâber bunları Vâdî Beğin uhde-i tasarrufuna ihâle buyurmuşlar idi.

Hazâ'il ve Hazâ'il Aşîretiyle Hem İttifâk olan Hindiyye Ta â’ifi Hazâ'il Aşireti Tavâ’ifi Asıl Hazâ'il Tavâ’ifi Nüfûs-ı zükûr Aded 1900

el-Fevâr Tâ’ifesi Nüfûs-ı zükûr Aded 550

Cüleyha Tâ’ifesi Nüfûs-ı zükûr Aded 850

Cem‘an Nüfûs-ı zükûr Aded 2300

Hazâ'il'e Mensûb Şâmiyye Tarafında Olan Tavâ’if Ziyâd Tâ’ifesi Nüfûs-ı zükûr Aded 650

Benî Temim Tâ’ifesi Nüfûs-ı zükûr Aded 200

el-Kayyim Tâ’ifesi Nüfûs-ı zükûr Aded 250

eş-Şibil Tâ’ifesi Nüfûs-ı zükûr Aded 600

el-Gıslân Tâ’ifesi Nüfûs-ı zükûr Aded 200

eş-Şelâl Tâ’ifesi Nüfûs-ı zükûr Aded 500

Dehîme Tâ’ifesi Nüfûs-ı zükûr Aded 550

Cem‘an Nüfûs-ı zükûr Aded 2950

Hindiyye Tâvâ’ifi Talîl Tavâ’ifi Nüfûs Aded 700

el-Kenâne Tavâ’ifi Nüfûs Aded 300

Benî Haşan Tavâ’ifi Nüfûs Aded 1500

Last edit over 3 years ago by serraokumus
Displaying pages 26 - 30 of 239 in total